Kıtlık, Tercih ve Fayda - Ekonomizm

16.04.2014

Kıtlık, Tercih ve Fayda

Kıtlık ve Tercih


İlk ünitede iktisadı tanımlarken, “iktisadın bir tercih bilimi” olduğunu söylemiştik. İktisat bilimi kaynakların kıt olması nedeniyle, insanların yaptıkları tercihleri ve bu tercihlerin sonucunda oluşan ekonomik etkileşimleri inceler.


İnsan ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılacak mal ve hizmetleri üretmek için üretim faktörleri (girdiler) kullanılır. Üretim faktörleri, toprak (doğal kaynaklar), sermaye ve emekten oluşan kaynaklardır. (Bazı iktisada giriş kitaplarında 4. üretim faktörü olarak girişim” de yerini almaktadır.)

Kaynaklar (girdiler); mal ve hizmet üretiminde kullanılan doğa ya da insanlar tarafından sağlanan tüm araçlardır.

  • İnsanlar tarafından üretilemeyen kaynaklar, doğal kaynaklardır. Doğal kaynaklara örnek olarak toprak, su, petrol, mineraller, vahşi yaşam, orman gösterilebilir.

  • İnsanlar tarafından sağlanan kaynaklar
    Emek: Mal ve hizmet üretmek için gerekli fiziksel ve zihinsel çalışmalardır.
    Sermaye: Diğer malları üretmek için kullanılan makineler, araçlar ve fabrikalardır.
Fiziksel Sermaye: Makine teçhizat vs.
Finansal Sermaye: Fiziksel sermaye üzerindeki mülkiyet hakkını ifade eder.
Beşerî Sermaye: Çalışanların eğitim ve yetiştirilme aracılığı ile elde ettikleri bilgi birikimi ve yeteneklerdir. (insanların kendilerine yaptıkları yatırım.)


Önemli!!!: “Para” üretim sürecine doğrudan katılmadığı için sermaye olarak algılanmamalıdır. Bu derste sermaye ile kastettiğimiz, üretim sürecine doğrudan katılan makine teçhizattır.


Tercih - Fırsat Maliyeti – Parasal Maliyet:
Kıt kaynakların nasıl kullanılacağı konusunda akılcı (rasyonel) seçimlerin yapılması ekonominin temel konusudur. Yine ilk ünitede değindiğimiz gibi akılcı birey (homo economicus) her bir alternatife ilişkin maliyetleri ve faydaları karşılaştırıp, buna göre karar veriyordu. Belirli bir karar ya da seçimin sağladığı fayda, bu seçime ilişkin maliyeti aşıyorsa refah düzeyimiz yükselecektir ve seçim akılcıdır.

Belirli bir tercih ya da davranış için vazgeçmek zorunda kaldığımız en değerli alternatif bu seçimin ya da davranışın fırsat maliyeti (alternatif maliyeti) dir. Fırsat maliyeti kısaca, bir kararı uygularken vazgeçilen karardır. (Şu anda iktisada giriş dersinde olmanızın alternatif maliyeti nedir?)

Fırsat maliyeti kıtlıkla karşı karşıya bulunan insanların yaptıkları tercihleri önemli ölçüde etkiler. Parasal maliyet ise bir malı satın almak için vazgeçtiğimiz YTL miktarıdır.


Üretim İmkanları (Olanakları) Eğrisi

Üretim imkanları eğrisi, mevcut üretim faktörleri ve üretim teknolojisi veri iken (ceteris paribus), belirli bir dönemde ekonominin maksimum düzeyde üretebileceği çeşitli çıktı (ürün) bileşimlerini gösteren eğridir.
Üretim imkanları eğrisi, kıtlığın sonuçlarını, ekonomideki tercihleri ve her tercihin fırsat maliyetini gösterir.
Eğri üzerindeki noktalar (A, B, C, D), mevcut kıt kaynaklar ile üretilebilecek maksimum üretim miktarlarını gösterir. Mesela B noktasında, ekonomideki tüm kaynaklar (tüm emek, tüm sermaye, tüm toprak) kullanılarak 40 ton buğday ve 10 bin adet TV üretilebilmektedir. Eğrinin içindeki noktalar (E noktası gibi), mevcut kaynaklarımızla yapabileceğimiz bir üretimdir. Ancak bu üretim akılcı (rasyonel) bir üretim olamaz, çünkü elimizdeki kaynakların tamamı kullanılmamaktadır. Yani üretim olanakları eğrisinin içindeki noktalar, ekonomide işsizlik ya da atıl (kullanılmayan) kapasitenin olduğunu gösterir. (Elimizdeki kaynaklar 8 bin TV ve 25 ton buğday üretmek için yeterli ve artıyor bile, bu artan kaynakların boşta kalması, üretimin rasyonel yapılmadığının göstergesidir. Bu yüzden eğri içindeki noktalar tercih edilmez.) Eğrinin dışında kalan noktalar ise (F noktası gibi) mevcut kaynaklarımızın (emek, sermaye, toprak) yeterli olmadığı üretim düzeyini, yani kaynak yetersizliğini gösterir.

Artan Fırsat Maliyeti

Fırsat maliyetini, bir kararı uygularken vazgeçilen karar olarak tanımlamıştık. Grafik üzerinden yorum yapacak olursak, TV üretimini 10 binden 15 bine çıkarmak istiyorsak, buğday üretimini 40 tondan 30 ton’a indirmek zorundayız. Bu durumda 5 bin TV daha fazla üretmenin fırsat (alternatif) maliyeti, 10 ton buğdaydır.

Üretim imkanları eğrisi içbükey çizilmiştir. Bunun nedeni artan fırsat maliyetidir. Artan fırsat maliyeti, bir malın daha fazla üretilebilmesi için, diğer malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktarın her aşamada artmasıdır. Yine örneğimize dönecek olursak, TV üretimini bu kez 15 binden 20 bine çıkarmak istiyorsak, buğday üretimini bu kez 30 tondan 15 tona düşürmemiz gerekecektir. Yani bu ikinci durumda, ARTAN FIRSAT MALİYETİ SEBEBİYLE, 5 bin TV daha fazla üretmenin fırsat (alternatif) maliyeti, artık 15 ton buğday olmuştur.

Üretim imkanları eğrisinin gösterdiği fırsat maliyeti, marjinal dönüşüm oranı ile ölçülür. Marjinal dönüşüm oranı; bir maldan 1 birim fazla üretmek için, diğer malın üretiminden ne kadar fedakarlık etmek gerektiğini gösterir.

Marjinal Dönüşüm oranının -2 çıkması şu anlama gelir, TV üretimini 1 birim arttırabilmek için, buğday üretimini 2 birim azaltmak zorundayız. İşaretin negatif olmasının anlamı bir malın üretimi artarken, diğer üretimin azalmak durumunda olmasıdır. (Ters yönlü ilişki)

Üretim İmkanları Eğrisinde Kaymalar:
BuğdayÜretim faktörlerinden birinin miktarındaki artış, teknolojik yenilikler üretim imkanları eğrisinin sağa doğru kaymasına neden olur. Aşağıdaki şekilde kaynaklardaki artış sadece TV üretimi ile ilgilidir.

Her iki mal ile ilgili üretim faktörlerinin artışı ve ekonomik büyüme üretim imkanları eğrisini bütünüyle sağa doğru kaydırır. Bu tür kaymalarda her iki malın üretim miktarı artar. Yandaki şekil ekonomik büyüme durumunu göstermektedir.

C- Alternatif İktisadi Sistemler
Her ekonomik sistemin yanıtlamaya çalıştığı 3 temel soru vardır:
- NE Üretilecek?
- NASIL Üretilecek?
- KİMİN İÇİN Üretilecek?

Bu üç temel sorunun çözümü için, toplumlar siyasi yapılarına uygun ekonomik sistemleri benimserler. Bu sorulara verilecek cevaplara göre oluşan 3 temel ekonomik sistem vardır:
1. Piyasa Ekonomisi: Ne, nasıl, kimin için üretilecek sorularının cevabı piyasada, fiyat mekanizması tarafından veriliyorsa bu ekonomi piyasa ekonomisidir.
2. Kumanda Ekonomisi: Bu sorulara ilişkin cevaplar merkezi otorite (devlet) tarafından veriliyorsa bu ekonomi kumanda ekonomisidir.
3. Karma Ekonomi: Bu sorulara ilişkin cevaplar piyasa ve devlet tarafından beraberce veriliyorsa bu ekonomi karma ekonomidir.

Tercih ve Fayda
Fayda, tüketilen mal ve hizmetlerin ihtiyacı karşılama özelliğidir. Yani bir mal ihtiyaçlarımıza karşılık verebildiği ölçüde “faydalı”dır. Faydanın ölçülüp ölçülemeyeceği iktisatçılar arasında tartışılan bir konudur.

Bazı iktisatçılar, faydanın ölçülebileceğinin savunmuşlar ve “util” denen bir ölçü birimi kullanmışlardır. Bu iktisatçılar sayısalcılar ya da kardinalistler olarak adlandırılır. Diğer iktisatçılar ise faydanın ölçülemeyeceğini, sadece sıralanabileceğini savunurlar. Bu gruba da sırasalcılar veya ordinalistler denir. Biz iktisada giriş dersi içerisinde kardinalistlerin yöntemini izleyeceğiz.

Toplam Fayda ve Marjinal Fayda
Toplam Fayda (TU); belirli bir zaman diliminde, bireyin diğer mal ve hizmetlerden olan tüketimi sabitken (diğer malların tüketimi ceteris paribus), bir malın çeşitli miktarlarının tüketilmesi sonucu ulaşılan tatmin düzeyidir.

Marjinal fayda (MU) ise, belirli bir zaman diliminde bir maldan bir birim daha fazla tüketilmesi sonucu toplam faydada meydana gelen değişmedir.

Azalan Marjinal Fayda İlkesi; Bir malın tüketimine devam edildikçe, elde edilecek ek fayda (yani marjinal fayda) giderek azalacaktır. Su içmekten bahsediyorsak, ilave her bir bardağın susuzluğumuzu giderme özelliği, gittikçe azalacaktır. Hatta öyle bir nokta vardır ki, artık su içmek susuzluğumuzu gidermemize değil kusmamıza neden olacaktır.

Tüketici Dengesi: Fayda Maksimizasyonu

Akılcı birey (homo economicus) maliyet ile faydayı karşılaştırıp karar alıyordu. Akılcı davranan bir tüketicinin amacı kendisine en yüksek faydayı sağlayacak mal bileşimini bulmaktır.

Fayda maksimizasyonunun sağlanması için gerekli kural şudur: Bir mal için harcanan bir birim paranın marjinal faydası, başka bir mala harcanan bir birim paranın marjinal faydasına eşitlenmelidir. Bu kural aşağıdaki formül ile gösterilebilir. (MU: Marjinal fayda; P: Fiyat)

Akılcı tüketicimiz Ali, bir hafta içerisinde öğle yemeğinde ne yemesi gerektiği konusunda düşünüyor. İki seçeneği var, lahmacun ve hamburger. Sorun şu: cebindeki parayı hamburger ve lahmacun arasında öyle bir dağıtmalı ki en yüksek faydayı elde etsin!

Lahmacun yemenin marjinal faydası 10 birim ve lahmacunun tanesi 1 YTL; Hamburger yemenin marjinal faydası 15 birim ve hamburgerin fiyatı da 2 YTL olsun.

Bu verilere göre, Ali, 1 YTL lik lahmacun yediğinde 10 birim; 1 YTL lik hamburger yediğinde ise 7,5 birim fayda almaktadır. Dolayısıyla Ali için lahmacun daha faydalıdır ve bu yüzden lahmacun tüketmeye devam edilmelidir. (1. terazi)

Azalan Marjinal Fayda yasasına göre, Ali lahmacun yemeye devam ettikçe, lahmacunun marjinal faydası gittikçe azalacaktır. (Su içtikçe sudan aldığımız marjinal faydanın gittikçe azalması gibi)

Diyelim ki, artık Ali için lahmacunun marjinal faydası 5 birime düşmüştür. Bu durumda, Ali, 1 YTL lik lahmacun yediğinde 5 birim fayda, 1 YTL lik hamburger yediğinde ise 7,5 birim fayda almaktadır. Peki şimdi Ali için RASYONEL olan seçim nedir? Cevap basit, hamburger yemek!

Ancak Ali hamburger tüketimini arttırdığında bu seferde, hamburgerden bıkmaya başlayacak ve hamburgerin marjinal faydası düşecek.

Diyelim ki hamburger yemenin marjinal faydası 10’a düştü. Şimdi, Ali 1 YTL lik hamburger yediğinde 5 birim fayda alıyor, 1 YTL lik lahmacun yediğinde de 5 birim fayda alıyor. İşte bu Ali için terazinin dengeye geldiği andır. (Bir nevi Ayşeciğin Alpella’ya doyduğu an:-)) Bu noktada Ali parasını lahmacun ve hamburger arasında RASYONEL olarak dağıtmakta ve maksimum faydayı almaktadır.

MUTLU SON :-)




Bu Haberi Paylaş

Yorum Yazmayı Unutmayın.