İktisadi Doktrinler Tarihi Soruları - Ekonomizm

4.05.2014

İktisadi Doktrinler Tarihi Soruları


135.               Keynes’in sermayenin arz fiyatı olarak adlandırdığı sermayenin yeniden sağlanması maliyeti hangi unsuru oluşturur?

A)                 Mutlak unsur

B)                 Nisbi unsur

C)                 Subjektif unsur

D)                 Objektif unsur

E)                  Normatif unsur

 

         Cevap : Ayrıca sermayeden beklenen getiri de Sübjektif unsuru oluşturur. (Cevap D)

 

36.               Keynes marjinal sermayeden ekonomik ömrü boyunca sağlanan getiriyi mürekep bileşik faiz esasına göre bu sermayenin bugünkü maliyetine eşit kılan hangi ifadeyle tanımlanmıştır?

A)                 İskonto haddi

B)                 Amortisman toplamı

C)                 Net bugünkü değer

D)                 Verimlilik değeri

E)                  Getiri oranı

 

                Cevap : Keynes bunu iskonto haddi (oranı) olarak ifade etmiştir. (Cevap A)

 

37.               Keynes’e göre, ekonominin emrine verilen tüm paraların yutulması aşağıdaki durumların hangisinde ortaya çıkar?

 

A)                 Tahvil fiyatlarında en düşük seviyeye ulaşması durumunda

B)                 Faiz oranlarında ki artış beklentilerinin artması durumunda

C)                 Likidite tuzağının ortaya çıkması durumunda

D)                 ihtiyat güdüsüyle yapılan işlemlerin arttığı durumlarda

E)                  Likidite tercihi eğrisinin faiz esnekliğinin normal faiz oranından yüksek olması durumunda

 

Cevap : Keynes'e göre faiz İo'a ulaştığında kişiler arlık faizin düşmeyeceğini kabul ederler. Bu tahville­rin kurlarının en üst seviyeye ulaştığı anlamına gelir. Bu kurlar ancak ileride inebilir. Bu durumda tahvil alımı kesin olarak tavsiye edilmez. Para, bunların ileride düşmesi halinde tahvil almak üzere muhafaza edilir. Faiz oranı İ=İo eşitliğine ulaştığında likidite tuzağı ortaya çıkar ve ekono­minin emrine verilen tüm para yutulur. (Cevap C)

 

 

38.                                 Keynes likidite tercihi eğrisini kendi modeline dahil ederken aşağıdakilerden hangisini esas alarak kabul etmiştir?

A)                 İhtiyaç güdüsünü

B)                 Muamele güdüsünü

C)                                    Gelir güdüsünü

D)                 Girişim güdüsünü

E)                  Spekülasyon güdüsünü

 

Cevap : Keynes likidite tercihi eğrisini kendi modeline ka­tarken, esas olarak spekülasyon güdüsüne da­yanmıştır. Bu durumda likidite eğrisi psikolojik etkenlerin rol oynadığı ve her zaman değişebilen bir eğri hüviyetini kazandırmaktadır. (Cevap E)

 

39.                                 Aşağıdakilerden hangisi paracı yaklaşım açısından para talebi teorilerinden değildir?

A)                 Klasik miktar teorisi

B)                 Modern miktar teorisi

C)                 Fisher yaklaşımı

D)                 Portföy dengesi yaklaşımı

E)                  CAmbiridge yaklaşımı

 

Cevap : Paracı yaklaşım açısından para talebi teorileri arasında portföy dengesi yaklaşımı yer almaz. (Cevap D)

 

 

40.                .I . Portföy dengesi yaklaşımı

 II . Dikotomik analiz

 III . Homojenlik postilası

 IV .Servet uygulaması yaklaşımı

Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri neo – keynesyen para talebi teorilerindendir?

A)                                    Sadece I

B)                                    II, III

C)                                    I, IV

D)                                    III, IV

E)                                     II, IV

 

Cevap : Neo-Kesnesyen para talebi teorileri, likidite terci­hi teorisi, portföy dengesi yaklaşımı ve servet uygulaması yaklaşımıdır. (Cevap C)

 

 

41.                                 Aşağıdakilerden hangisi Keynesyen Sistemde para piyasasının özellikleri için doğru değildir?

A)                                    Para spekülatif amaçlarla talep edilmektedir

B)                                    Spekülatörlerde normal faiz haddi düşüncesi hakimdir

C)                                    Muamele ve ihtiyaç güdüsüyle talep edilen para klasik sistemde olduğu gibi nominal gelirin bir unsurudur

D)                                    Sistemde likidite tercihi eğrisi bünyesel faktörlere bağlıdır

E)                                     Arz edilen para talebi yüksektir

 

Cevap : Sistemde likidite tercihi eğrisi bünyesel olmaktan çok psikolojik faktörlere bağlıdır. Bu ise, eğride kısa dönemde yani ani kaymaların olabileceği ihtimalinin yüksek olması anlamına gelir. (Cevap D)

 

42.                                 Basit Keynes sisteminde atıl ankes talebinin faiz esnekliği nasıldır?

A)                                    Sıfırdır

B)                                    Sonsuzdur

C)                                    Birdir

D)                                    Birden büyüktür

E)                                     Sıfırdan büyüktür

 

Cevap : Atıl ankes talebinin faiz esnekliği sonsuzdur. (Cevap B)

 

 

 

43.                                 Basit Keynes sistemde yatırım fonksiyonunun faiz esnekliği nasıldır?

A)                                    Sıfırdır

B)                                    Sonsuzdur

C)                                    Birdir

D)                                    Birden büyüktür

E)                                     Sıfırdan büyüktür

 

Cevap : Yatırım fonksiyonunun faiz esnekliği sıfırdır. (Cevap A)

 

 

 

 

 

44.                                 Para arzındaki değişmeyi kısa dönemde ve /veya gelirin uzun dönemde ise fiyatların değişmesi için gerekli ve yeterli bir koşul olarak ortaya koyan kuram aşağıdakilerden hangisi?

A)                                    Likidite tercihi teorisi

B)                                    Portföy dengesi yaklaşımı

C)                                    Miktar teorisi

D)                                    Servet uygulaması yaklaşımı

E)                                     Metzler yaklaşımı

 

               Cevap : Yukarıdaki ifade miktar teorisinin para politikası açısından anlamını ifade etmektedir.(Cevap C)

 

45.                                 Para arzında veya herhangi bir ilgili ; “değer” arzındaki değişmesinin faiz oranı yapısını değiştirmesi nedeniyle sermayeye olan talebine ve böylece ekonomik faaliyetlerini etkilemesi hangi kuramda ele alınır?

A)                                    Metzler yaklaşımı

B)                                    Değer teorisi

C)                                    Servet uygulaması yaklaşımı

D)                                    Homojenlik postilası

E)                                     Portföy dengesi yaklaşımı

 

               Cevap : Portföy dengesi yaklaşımında, para politikasının etkinliği açısından önemi ifade edilmiştir. (Cevap E)

 

 

 

46.                                 Aşağıdakilerden hangisi kredi varlığı doktrini ele aldığı etkilerden birisi değildir?

A)                                    Bekleyiş etkisi

B)                                    Kilitleme etkisi

C)                                    Mali sürükleme etkisi

D)                                    Faiz oranları yapışkanlığı

E)                                     Hasıla farkı gecikmesi etkisi

 

Cevap : Mali süreklenme etkisi kredi varlığı doktrinin ele aldığı bir etki değildir. Likidite portföy etkisi de kredi varlığı doktrini tarafından incelenen bir et­kidir. (Cevap C)

 

 

47.                                 Bankaların bazı nedenlerle ödünç verilebilir fonlar arz ve talebini dengelemede faiz oranlarını kullanmamaları sonucu ortaya çıkan etki hangisidir?

A)                                    Likidite etkisi

B)                                    Portföy etkisi

C)                                    Bekleyiş etkisi

D)                                    Kilitleme etkisi

E)                                     Faiz oranlarının yapışkanlığı

 

Cevap : Ayrıca bankaların faiz oranlarını sık sık değiştir­mek istememeleri de faiz oranlarının yapışkanlı­ğını ifade eder (Cevap E)

 

 

 

48.                                 Faiz oranlarının yükseldiği bir zamanda bu terendin devam edeceği düşüncesiyle halkın ödünç vermekten çekinmesi hangi etki sonucu gerçekleşir?

A)                                    Kilitleme etkisi

B)                                    Likidite etkisi

C)                                    Portföy etkisi

D)                                    Bekleyiş etkisi

E)                                     Hasıla farkı gecikmesi farkı etkisi

 

Cevap : Faiz oranlarının yükseldiği bir dönemde halk bu trendin devam edeceğini bekleyecektir. Dolayı­sıyla bireyler sermaye kaybına uğrayacakları korkusuyla ödünç vermekten vazgeçmeleri bek­leyiş etkisinin bir sonucudur.

 (Cevap D)

 

49.                                 .”Faiz oranlarında küçük bir artış sonucunda devlet tahvillerinin piyasa değerinde ki bir düşüşle, ödünç verenler ellerindeki devlet tahvillerinin satmak konusunda gönülsüz davranarak kendi finansal durumlarında bir sermaye kaybını göze alırlar.” Bu duruma ne ad verilir?

A)                                    Kilitleme etkisi

B)                                    Portföy etkisi

C)                                    Likidite etkisi

D)                                    Kredi tayın laması etkisi

E)                                     Hasıla farkı gecikmesi

 

Cevap : Bireylerin böyle davranmaları sonucunda (Kilitle­me etkisi) büyük bir gelir elde etmeleri de müm­kündür. (Cevap A)

 

 

50.                                 Aşağıdakilerden hangisi Radcliffe raporu için doğru değildir?

A)                                    Harcamalar paraya değil likiditeye bağlıdır

B)                                    Parayla milli gelir arasında zayıf bir ilişki vardır.

C)                                    ödünç verme oranları hızlı bir şekilde ayarlanabilir

D)                                    Likidite faiz oranlarıyla etkilenebilir

E)                                     Para politikası sadece ekonomideki likidite kontrol edilerek etkin olabilir.

 

Cevap : Keynesgil düşüncelerin tersine Radcliffe, ödünç verme oranlarının hızla ayarlanmadığını düşün­mektedir. Bu nedenle kredi arz eğrisindeki bir kayma, kredi kısıtlamasını gerektirecektir. Burada önemli olan paranın ucuzluğu veya pahalılığı değil, bolluğu ya da kıtlığıdır. Radcliffe Raporunun diğer özellikleri ise şunlardır: Para ve harca­ma arasında bağ olmadığı için para arzının kont­rolü para politikasının en uygun hedefi olamaz.    Likiditeyi kontrol etmenin pratik yolu ise faiz oranlarının vade ve risk yapısının değişmesidir. Para otoriteler faiz oranlarını yükselterek toplam talebi Ödünç almanın maliyetini yükselterek de­ğil, ödünç verenlerin portföylerini etkileyip, fînansal olanaklarını kısarak sağlar. Eğer para tanımlanamıyorsa, tanım olarak paranın dolaşım hızı herhangi bir şey olabilir. O halde paranın dola­şım hızı anlamsızdır. Bir değişim aracı olarak kullanılan para aktiftir. Ancak para bir değer stoku olarak kullanıldığında aylaktır. Potansiyel sa­tın alma gücünü sağlamak açısından, bir aktif ne kadar likitse parayı o kadar ikame edebilir. Bir ekonomik refah döneminde (boom döneminde) banka dışı kredi genişlemesi, banka kredi arzındaki kısıtlamaya karşı özel sektörün bir yanıtıdır. Paranın yerine geçebilecek alternatif likidite kay­nakları, harcamaların belirlenmesinde büyük öneme sahiptir. (Cevap C)

 

 

51.                                 Radcliffe Raporu’nun en önemli özelliği hangisidir?

A)                                    Paranın tanımı ne kadar geniş tutulursa , paranın dolaşım hızı o kadar istikrarlıdır

B)                                    Potansiyel satın alma gücünü sağlamak açısından bir aktif ne kadar likitse parayı o kadar ikame edebilir

C)                                    Değişim aracı olarak olan para aktiftir

D)                                    Likidite faiz oranlarıyla oynayarak etkilenebilir

E)                                     Paranın dolaşım hızına sınır koyulmamıştır

 

Cevap : Radcliffe raporunun, prensip olarak dolaşım hı­zına sınır koymaması en Önemli Özelliğidir. Para­nın dolaşım hızı anlamsızdır. (Cevap E)

 

 

52.                                 Bankaların ve halkın para arzı ile para talebi arasındaki dengesizliği fiyat dışı miktar ayarlamalarıyla gidermelerine ne ad verilir?

A)                                    Tampon stok yaklaşımı

B)                                    Aghevli – Khan modeli

C)                                    Genişletilmiş mübadele fonksiyonu

D)                                    İki yönlü etki

E)                                     Mundell modeli yaklaşımı

 

Cevap : Bankalar ve halk para arzıyla para talebi arasındaki bir dengesizliği fiyat dışı miktar ayarlamalarıyla yani tuttukları paralarını tampon olarak kul­lanıp absorbe edebilirler. Bankalar bu ayarlama­yı serbest rezerv hacmini ya da net yabancı ak­tiflerini değiştirerek gerçekleştirirler. P. Davidson ve Ireland gibi birçok iktisatçı bireysel ekonomik birimlerin parayı bir tampon gibi gördüğü için el­de tuttuklarını vurgulamaktadır. Gelirler ve har­camalar tam tamına planlanamaz veya öngörü­lemez ya da böyle öngörüler çok güçtür. Bunun için zaman gerekir ve bunu yapmak pahalıdır. İşe elde para tutulması mevcut uyuşmazlıkların ortadan kaldırılmasına hizmet eder. (Cevap A)

53.                                 İndirgenmiş kanıt biçimini benimseyerek, ekonomik faaliyetleri açıklamada para arzında ki değişmelerin daha önemli olduğunu vurgulayan iktisadi yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?

A)                                    Keynesyen

B)                                    Merkantilist

C)                                    Monetarist

D)                                    Klasik

E)                                     Fizyokrat

 

Cevap : Ekonomide ve diğer bilimsel disiplinlerde iki tip amprik kanıtla karşılaşabiliriz. Bunlar yapısalcı model kanıtlan ve indirgenmiş kanıt biçimidir.Yapısalcı modelde kanıtlar bir modelin bir değişkenin diğerini etkileyip etkilemediğini, bir değişkenin diğerini etkileyiş kanalını açıklayıcı bir model kurmak için kullanılan verilerle açıklar. İndir­genmiş kanıt biçimi bir değişkenin diğerini etkile­yip etkilemediğini basitçe bu iki değişken arasın­daki ilişkiye bakarak açıklar. Monetaristter indir­genmiş kanıt biçimini benimsemekte ve yapısal­cı kanıt biçimini benimsemiş Keynesgillere göre ekonomik faaliyetleri açıklamada para arzındaki değişmelerin daha önemli olduğunu vurgula­maktadır. (Cevap C)

 

 

54.                                 Yapısal kanıt modeli yaklaşımına ne ad verilir?

A)                                    Para talebinin ekonomi üzerine etkisi

B)                                    Devlet harcamalarında dışlama etkisinin minimizasyonu

C)                                    Özel yatırım harcamalarında para politikasının etkinliği

D)                                    Para ve maliye politikalarında eş zamanlı ekonomik etki

E)                                     Para politikasının ekonomiye aktarım mekanizması

 

Cevap : Keynesgilfer ekonomik faaliyetler üzerinde paranın etkisini bir yapısalcı model inşa ederek in­celemektedir. Buna para politikasının ekonomiye aktarım mekanizması denilmektedir. (Cevap E)

 

 

55.                                 Keynesgil yapısalcı modele göre para politikası ekonomiyi nasıl etkilemektedir?

A)                                    S→r→ı→Y

B)                                    M→r→ı→Y

C)                                    S→t0 →ı→V

D)                                    M→r→∆M→ı

E)                                     S→r→∆M→ı

                        Cevap : M = Para arzı

r = Faiz oranlan

I = Yatırım harcamaları

Y = Harcamalar yada toplam üretim

Keynesgillere göre "rI" ekonomiyi oluşturmak­tadır. (Cevap B)

 

 

 

56.                                 I. Tüm aktarım mekanizmaları  ayrı  ayrı değerlendirildiği için paranın ekonomi üzerinde önemli bir eksiğinin olup olmadığı ile ilgili çok fazla kanıt elde edilebilir.

II. Parasal politikanın ekonomiyi etkilemesi konusunda kısıtlama getirmemesidir.

III. Parasal değişmelerin ekonomiyi nasıl  etkilediğinin bilinmesi para arzı ve harcamalar (yada toplam üretim ) üzerindeki etkisinin öngörülmesine olanak verir.

IV. Ekonomideki kurumsal değişmelerin para arzı ve harcamalar (yada toplam üretim ) arasındaki bağın nasıl etkileneceği ön görülebilir.

Yukardakilerden hangisi veya hangileri yapısalcı kanıt modelinin (Keynesgil yaklaşımın ) avantajlarından değildir?

A)                                    I,II

B)                                    III, IV

C)                                    Sadece II

D)                                    Sadece III

E)                                     I, II, IV

 

Cevap : Para politikasının ekonomiyi etkilemesi konu­sunda kısıtlama getirmemesi indirgenmiş kanıt modelinin (monetarist yaklaşımın) yapısalcı mo­dele göre temel avantajıdır. (Cevap C)

 

57.                                 Para politikasına göre maliye politikasının ekonomik faaliyetlere cevabının daha büyük daha güçlü ve daha hızlı olduğunu ileri süren kuram hangisidir?

A)                                    Aghevli- Khan modeli

B)                                    Polak modeli

C)                                    Metzler Modeli

D)                                    St. Louis modeli

E)                                    Rachet modeli

 

Cevap : Bu yaklaşıma göre toplam harcamalar üzerinde hem para hem de maliye politikası etkili olmak­tadır. Karmaşık Monetarist bir kanıttır. Modelin amacı, parasal genişlemenin toplam harcamalar üzerindeki muhtemel etkisini Ölçerek istikrar po­litikalarına ışık tutmak; ayrıca para ve maliye po­litikası değişkenlerinin hangi stratejik ekonomik değişkenler kanalıyla iktisadi faaliyeti etkilediği hakkında bilgi sunmaktır. (Cevap D)

 

58.                                 St. Lous modeline göre aşağıdakilerden hangisi işsel bir değişken değildir?

A)                                    Tam istihdam üretim düzeyi

B)                                    toplam harcamalardaki değişme

C)                                    Gsmh açığı

D)                                    reel gsmh’ deki değişme

E)                                    işsizlik oranı

 

Cevap : St.Louis Modeline göre tam istihdam üretim dü­zeyi dışsal değişkenlerdendir. (Cevap A)

 

59.                                 Tam istihdam düzeyi kamu harcamalardaki değişme St. Louis modelinin dışsal bir değişkeni ise diğer dışsal değişken aşağıdakilerden hangisidir?

A)                                    Fiyat düzeyinde beklenen değişme

B)                                    piyasa faiz oranı

C)                                    Talep baskısı

D)                                    Fiyat düzeyinde değişme

E)                                     Para arzındaki değişme

 

Cevap : Para arzındaki değişme St.Louis modelinin dış­sal bir değişkenidir. Diğer seçenekler ise içsel değişkenlerdendir. Bu modelde para dışsaldır.(Cevap E)

 

 

60.                                 Parasal genişlemenin fiyatları artıracağını, fiyat artışlarının ise devlet harcama ve gelirlerin farklı düzeylerde etkilemesi sonucu, bütçe açığını artırabileceğini, bunun da MERKEZ  bankası kaynaklarından  karşılanması halinde para stokunu artıracağını ve yeniden sürecin tekrarlanması na  neden olacağını savunan yaklaşım hangisidir?

A)                                    FRB-MıT modeli

B)                                    Aghevli-Khan modeli

C)                                    Polak modeli

D)                                    Metzler modeli

E)                                     Racher modeli

 

Cevap : Aghevli-Khan modelinde para içseldir. (Cevap B)

 

61.                                 Aghevli-Khan modelinde alternatif maliyet olarak aşağıdakilerden hangisi kullanmıştır?

A)                                    Vergi

B)                                    Faiz oranı

C)                                    Enflasyon beklentisi

D)                                    Kredi kısıtlaması

E)                                     Kredi tayınlaması

Cevap : Bu modelde fiyat denklemi reel para denklemin­den elde edilmektedir. Sermaye piyasasının ge­lişmemiş olduğu ülkelerde, para tutmaya alter­natif olarak menkul kıymetler yerine mala yatırım düşünülmüştür. Bu nedenle alternatif maliyet olarak enflasyon beklentisi kullanılmıştır. (Cevap C)

 

 

 

 

 

 

62.                                 Aşağılardan hangisi Aghevli-Khan modeli için doğru değildir?

A)                                    Arzulanan reel  kamu harcamaları reel gelirin bir fonksiyonudur.

B)                                    Vergiler  gelirin bir fonksiyonu olarak düşünülmektedir.

C)                                    Para arzı, para çoğaltanı ile para tabanın çarpımına eşittir.

D)                                    Reel gelirdeki değişme ile cari ve beklenen fiyat  artışları ve para arzındaki değişme faiz oranını belirlemektedir.

E)                                     Parasal taban net dış varlıklardaki değişme Merkez Bankası kredilerindeki net artış ve bir dönem önceki parasal tabanın toplamına  eşittir.

 

Cevap : Reel gelirdeki değişme ile cari ve beklenen fiyat artışları ve para arzındaki değişme hep birlikte, faiz oranını belirler görüşü St.Louis Modelinde yer alır. Aghevli-Khan Modelinde para içseldir. (Cevap D)

 

 

 

63.               Parasal faktörler ve bunların hangi yollardan reel sektörü etkilediği konularını ele alan model hangisidir?

A)                 FRB – MIT Modeli

B)                 Polak modeli

C)                 Rachet modeli

D)                 Metzler modeli

E)                  Portföy modeli

 

Cevap : FRB- MİT Modelidir (Cevap A)

 

64.               Aşağıdakilerden hangisi FRB – MIT modelinin önerdiği parasal aktarım yöntemlerinden birisi değildir?

A)                 Faiz maliyeti

B)                 Yatırım maliyeti

C)                 Servet etkisi

D)                 Kredi tayınlaması

E)                  GSMH açığının telafisi

 

Cevap : Modelin önerdiği parasal aktarım yolları arasın­da GSMH açığının telafisi yoktur. (Cevap E)

 

 

 

65.               Aşağıdakilerden hangisi ödemeler dengesinde ilk paracı yaklaşımı temsil eden modeldir?

A)                 Metzler modeli

B)                 Mundell modeli

C)                 Rachet modeli

D)                 Polak modeli

E)                  Portföy yatırım modeli

 

Cevap : İlk ödemeler dengesine paracı yaklaşımı yansı­tan model J.J.Polak tarafından kurulmuştur. (Cevap D)

 

 

 

66.                I . para arzının belirli bir şekilde yatırılması

II. para talebinin gelir yanında başka değişkenler tarafından etkilenmesi

III. yurtiçi kredilerinin dışsal nitelikte olması

Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri Polak modelinin varsayımlarından değildir?

A)                 I

B)                 II

C)                 III

D)                 I,III

E)                  I,II

 

Cevap : Para talebinin gelir yanında başka değişkenler tarafından etkilenmesi modelin varsayımların­dan biri değildir. Sadece gelir ile açıklanan bir para talebi fonksiyonunun kabul edilmesi de mo­delin varsayımlarından biridir. (Cevap B)

 

 

67.               Aşağıdakilerden hangisi Polak modelinin içsel değişkenlerinden bir değildir?

A)                 Net sermaye hareketi

B)                 Net dış varlıklardaki değişme

C)                 Para arzı

D)                 Nominal gelir

E)                  İthalat

 

         Cevap : Net sermaye hareketleri içsel (endojen) değil, dışsal (exojen) değişkenlerdendir. (Cevap A)

 

 

68.                I. Net dış alem gelirleri

II. Net yurtiçi kredilerdeki artış

III. Net üretim seviyesi

IV. Net fiyat düzeyindeki değişmeler

Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri Polak modelinin dışsal değişkenliklerinden değildir?

A)                 I,II

B)                 II,III

C)                 III,IV

D)                 I,IV

E)                  II,IV

 

Cevap : İhracat 4 net dış alem gelirleri, net sermaye ha­reketleri ve net yurtiçi kredilerdeki artış Polak Modelinin dışsal (exojen) değişkenleridir. (Cevap C)

 

 

 

69.               Faiz oranının mali piyasada kredi arz ve talebini dengeleyememesi halinde kredi veren kuruluşlarca başvurulan çözüme ne ad verilir?

A)                 Kredi kontrolü

B)                 Kredi transı

C)                 Kredi notu

D)                 Kredi riski

E)                  Kredi tayınlaması

 

Cevap : Bu durum, mali piyasanın arz-talep kurallarına göre işlemediğinin bir göstergesidir. Banka veya diğer mali alandaki aracı kuruluşların kısa dö­nem para akımları önceden kestirilmeyebilir. Faiz oranlarının parasal yetki kurumlarınca belirlendiği durumlarda, kredi faiz oranında piyasa koşutlarına bağlı olarak bir değişme söz konusu olmadığından, belirlenen oran genellikle denge faiz oranı olmayıp, arz ve talebi eşitleyememek-tedir.Arz talep dengesi ancak kredinin tayınlanması (kısıtlanması) yoluyla gerçekleştirilebilmektedir. Kredi tayınlamasında kredi veren kuru­luşlar, kaynakların kısıtlı olması halinde, kredi verirken faiz dışı yöntemler kullanmaktadırlar. Bu yöntemlerden bazıları teminatı arttırmak, kar­şılık olarak mevduat tutma şartı veya doğrudan geri çevirme olabilir. Daraltıcı (sıkı) para politika­sı sırasında, serbest piyasada bankalar faiz ora­nını yükseltip müşteri kaybetmektense, verdikle­ri kredi miktarını kısıtlamayı tercih edebilmekle­dirler. Bu tür davranış ise, şayet amaç daraltıcı (sıkı) para politikası aracılığıyla faiz oranını yük­seltmek ise, politikanın başarısızlığına neden olabilecektir. (Cevap D)

 

 

70.               Aşağıdaki modellerden hangisi Neo-Keynesyen iktisadi yaklaşımında yer alır?

A)                 Polak modeli

B)                 FRB – MIT modeli

C)                 Aghevli – Khan modeli

D)                 St. Louis modeli

E)                  Portföy yatırım modeli

 

Cevap : FRB - MİT Modeli Neo-Keynesyen yaklaşımda yer alır. (Cevap B)

 
 

71.               Pay senetleri fiyatlarıyla yatırım harcamaları arasındaki bağı açıklayan teori aşağıdakilerden hangisidir?

A)                 Pigou eşitliği kuramı

B)                 Fisher işlemler yaklaşımı

C)                 King kanunu

D)                 Tobin’in q kuramı

E)                  Doğrudan servet etkisi yaklaşımı

 

Cevap : Neo-Keynesgil J.Tobin, pay senetleri fiyatlarıyla yatırım harcamaları arasındaki bağı açıklayıcı bir kuram geliştirmiş ve buna da Tobİnln q kuramı adı verilmiştir. (Cevap D) 

73.               Aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi, paranın sadece değişim aracı olma işlevi üzerinde durur?

A)                 Gurley-Shaw yaklaşımı

B)                 Chicago yaklaşımı

C)                 Klasik yaklaşım

D)                 Kredi içeren yeni görüş

E)                  Monetarist yaklaşım

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

Cevap : Klasik yaklaşıma göre para sadece değişim ara­cı olarak kullanılır. Örneğin modele göre spekü­latif amaçlı para talebi mevcut değildir. (Cevap C)

 

74.               Keynesyen modeline göre, diğer değişkenler sabitken vergilerin arttırılması aşağıdakilerden hangisine neden olur?

 

A)                 Toplam talep eğrisini sola doğru kaydırır.

B)                 Toplam talep eğrisini sağa doğru kaydırır.

C)                 Toplam arz eğrisini sağa doğru kaydırır.

D)                 Toplam arz eğrisini sola doğru kaydırır.

E)                  Tplam talep ve arz eğrilerinin yerini değiştirmez.

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

Cevap : Keynesyen modelde, diğer değişkenler sabitken vergilerin artırılması toplam talep eğrisini sola doğru kaydırır, toplam arz eğrisini etkilemez. (Cevap A)

 

75.               Miktar teorisine göre para arzı artışları aşağıdakilerden hangisini etkiler?

A)                 Reel milli gelir düzeyini

B)                 Reel faiz oranlarını

C)                 Fiyatlar genel seviyesini

D)                 İstihdam düzeyini

E)                  Paranın dolaşım hızını

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

Cevap : Miktar teorisine göre, paranın dolaşım hızı (V) ve reel üretim (Y) düzeyi sabittir. Para arznı (M), fiyatlar genel seviyesi (P) belirler. Para arzı attı­rılınca fiyatlar genel seviyesi yükselir. Matema­tiksel olarak şöyle ifade edilir.

MV = PY Mf=PT (Cevap C)


 

76.               Grafiksel gösterimde, Keynesyen toplam arz fonksiyonunun yatay eksene paralel kısmında enflasyon oranı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A)                 Artmaktadır.

B)                 Yüksek bir değerde sabit hale gelmiştir.

C)                 Doğal enflasyon oranına eşittir.

D)                 Doğal enflasyon oranından düşüktür.

E)                  0’a eşittir.

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

Cevap : Grafiksel gösterimde, Keynesyen toplam arz fonksiyonunun yatay eksenine paralel kısmında toplam talepteki değişimler fiyatlar genel seviye­sini etkilemezler. Fiyatlar P'de sabit kalır. Enflas­yon oranı sıfıra eşittir.

 

 
78.               Philips eğrisi ilişkisi aşağıdakilerden hangisi üzerine kurulmuştur?

A)                 Enflasyona neden olan teknolojik değişmeler

B)                 Döviz kurlarındaki dalgalanmalar

C)                 Ücretlerin ve fiyatların değişmesini engelleyen kurumsal faktörler

D)                 Enflasyona neden olan para arzı artışları

E)                  Enflasyona neden olan bütçe açıkları

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

Cevap : Phillips eğrisi, işsizlik haddi ile enflasyon arasın­daki ilişkiyi gösterir. Phillips eğrisi kısa dönemde negatif eğimlidir. Düşük işsizlik oranına ancak yüksek enflasyon oranında ulaşılabilir.

 



Kısa dönemde nominal ücretler değişmez. Nominal ücretlerin değişmeyeceği durumunda, para arzındaki artış adaptif beklentiler varsayımı altında, fiyatlar genel seviyesinin artmasana yol açar. Uzun dönemde ise işçiler nominal büyü­meye karşılık gelen yüksek enflasyonu fark ederler. Para arzındaki artışlar kısa dönemde geçici olarak işsizliği düşürürken, uzun dönemde başlangıçtaki İşsizlik haddine daha yüksek bir enflasyonla ulaşırlar. Uzun dönemde Phillips eğ­risi diktir.

Negatif eğimli kısa dönemde Phillips eğrisi ne­gatif eğimlidir ve bunun nedeni işçilerin fiyatlar genel seviyesinin artışını fark edememelerdir. Ücretlerin ve fiyatların değişmesini engelleyen kurumsal faktörler Phillips eğrisini biçimlendirir. (Cevap C)

 

 

 

79.               Keynesyen modelde istihdam düzeyinin temel belirleyicisi aşağıdakilerden hangisidir?

A)                 Tüketim düzeyi

B)                 Faiz hadleri

C)                 Fiyatlar

D)                 Ücretler

E)                  Toplam talep düzeyi

 

Cevap : Keynesyen modelde emek arz  nominal ücretle­re bağlıdır. Emek talebi ise reel ücretlere bağlı­dır. Dolayısıyla İstihdam düzeyinin belirleyicisi ücretlerdir. Ancak Keynesyen modelde arz eğri­sinin yatay olduğu kısmı esas alınır. Dolayısıyla üretim ve böylece istihdam düzeyi toplam talep tarafından belirlenir. (Cevap E)

 

 

 

 

 

 

 

80.               Klasik makro ekonomistlere göre, hükümet bütçe açıkları aşağıdakilerden hangisine neden olur?

A)                 Faiz oranlarının yükselmesine, yatırımların azalmasına ve uzun dönem büyüme hızının düşmesine

B)                 Üretim ve fiyatlar genel seviyesinin yükselmesine

C)                 Üretim ve faiz oranlarının yükselmesine

D)                 Enflasyonun yükselmesine

E)                  Üretim ve faiz oranlarının düşmesine

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

Cevap : Kamu harcamalarındaki artış bono satışı ile fi­nanse edilirse, faiz oranı yükselir, yatırımlar aza­lır, tasarruflar artar, tüketim azalır. Denge fiyat ve çıktı düzeyi etkilenmez; uzun dönem büyüme hı­zı etkilenmez.  Kamu harcamalarındaki artış para basılarak fi­nanse edilirse, toplam talep artar, fiyatlar genel seviyesi artar. Böylece enflasyon yükselir. (Cevap D)

 

 

81.               Klasik modele göre, arzulanan tasarrufların arzulanan yatırımlardan büyük olması durumunda aşağıdakilerden hangisi gerçekleşir?

A)                 Reel üretim artar.

B)                 Reel üretim azalır.

C)                 Enflasyon oranı düşer.

D)                 Reel faiz oranları yükselir.

E)                  Reel faiz oranları düşer.

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

 

Cevap :                  

 

 
Böyle bir durumda faiz mekanizması tasarruflar yatırımlara eşitleyecek şekilde İşler. Bu süreçte reel faizler düşer. (Cevap E)

 

82.               Miktar teorisine göre, aşağıdakilerden hangisi enflasyona neden olur?

A)                 Para arzındaki büyümenin reel üretimdeki büyümenin üzerinde olması

B)                 Para talebindeki büyümenin para arzından büyük olması

C)                 Para arzındaki büyümenin genel fiyat düzeyindeki büyümenin üzerinde olması

D)                 Para arzının sürekli olarak büyümesi

E)                  Para arzındaki büyümenin para talebindeki büyümeden büyük olması

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

Cevap : Miktar teorisine göre para arzı fiyatlar genel se­viyesini belirler. Para arzında hangi oranda bir artış ya da azalış olursa, fiyatlar genel seviye­sinde de o oranda bir artış veya azalış olur.

 




               


Paranın dolaşım hızı sabitken (V), para arzında-ki büyüme (MT), reel üretimdeki büyümenin (YT) üzerinde ise enflasyon oluşur. (Cevap A)

 

 

83.               Keynesyen modele göre, üretimin doğal düzeyinin altına düşmesi durumunda aşağıdaki politikalardan hangisi uygulanmalıdır?

A)                 Genişletici para politikaları

B)                 Daraltıcı para politikaları

C)                 Para politikalarında hiçbir değişiklik yapılmaması

D)                 İskonto oranlarının yükseltilmesi

E)                  Kredi kontrol politikaları

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

 

Cevap : Keynesyen modelde fiyatlar genel seviyesi sa­bitken, üretimin doğal düzeyinin altına düşmesi durumunda para arzı artırılınca (genişletici para politikası uygulandığında) ortaya çıkan para arz fazlası nedeniyle, tahvil piyasasında tahvil talep fazlası oluşur. Bu tahvil fiyatlarını yükseltir, böy­lece faiz haddi düşer: r3 (Para politikasının likidi­te etkisi). Bu durumda yatırımlar ve böylece har­cama artar. Oluşan para talebi tahvil arz fazlası ve faiz haddinin yükselmesine yol açar. Toplam­da üretim doğal düzeyine çekilir. Bu sırada faiz haddi de düşmüş olur (Şekil 1). (Cevap A)        
 


Şekil-1

 

Yd = üretim doğal düzeyi

Fiyatlar genel seviyesi sabit değişken, pozitif eğilimli bir arz dengesiyle karşı karşıyayız. Genişletici para politikası negatif eğilimli toplam talep eğrisini sağa kaydırırken üretim doğal düzeyine çıkarır. Aynı zamanda fiyatlar genel seviyesi de yükselir. (şekil 2)


 

AS: Toplam faiz,                AD: Toplam talep,             P: Fiyatlar genel seviyesi

(Cevap A)

 

 

 

84.               “Ricardo’nun denkliği” teoremine göre, büyük bütçe açıkları olması durumunda aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmelidir?

A)                 Faiz oranları yükselmelidir.

B)                 Özel tasarruflar artmalıdır.

C)                 Yabancı yatırımlar artmalıdır.

D)                 Faiz oranları düşmelidir.

E)                  Dış ticaret açığı ortaya çıkmalıdır.

(Kaymakamlık sınavı 2002)

 

 

Cevap : Ricardo'nun denkliği teorisine göre “cari dönem ve gelecekteki devlet harcamaları (hükümet alımları) veri iken, vergilerde cari dönemde bir indirim yapılması, (arzulanan) kişisel tüketimi ve tasarrufu etkilemez." Bütçe açıkları olması duru­munda, böylece, gelecekte vergi ödemelerine kaydırılmak üzere özel tasarruflar artmalıdır. (Cevap B)

Bu Haberi Paylaş

Yorum Yazmayı Unutmayın.